22 Ağustos 2007 Çarşamba

Takıntı

Herhangi bir yerden alışveriş yaptığınızda paranın üstü elli bin, yüz bin gibi az bir miktar olduğunda paranın üstünü beklemekle, beklemeden mekanı terk etmek arasında kararsız kalır mısınız? Paranın üstünü beklediğinizde insanların hakkınızda "cimri" yorumunu yapacağını düşünür müsünüz? Almadığınızda ise "ya bir gün bu paraya çok ihtiyacım olursa..." diye takılır kalır mısınız?

Minibüste ya da market kasasında parayı alan ile veren arasında meydana gelen "50 bin lira bozuğunuz var mıydı?" sıkıntısına haricen müdahil olup, "ulan kabul etseler, ben versem de şu elli bin lirayı, iş uzamasa..." diye aklınızdan geçirdiğiniz olur mu?


Bir şeye bakmak için ansiklopediyi açtığınızda, aradığınız şeye gelene kadar, size ilginç gelen bir sürü maddeye göz atar, bir süre sonra ansiklopediyi neye bakmak için açtığınızı unutur musunuz?

Maç özetlerini anlatan spiker bir ataktan önce atağın dakikasını söylerse, bu atağın golle biteceğini düşünür müsünüz? Şayet gol olmazsa "spiker kesin maçı izlememiş" düşüncesine kapılır mısınız?

Film izlerken duygulu bir sahnede esnerseniz, gözleriniz yaşardığı için ortamda diğer film izleyenlerin, sizi çok duygusal sanacağından korkup panik olur musunuz, "esnediğim için gözlerim yaşardı" deme zorunluluğu hisseder misiniz?

Düşünmemeyi düşünür müsünüz? Düşünmemeye çalışırken "düşünmemeye çalışmayı" düşünür müsünüz? Düşünmemeye çalışmamayı düşünmemeye çalışırken "düşünmemeye çalışmayı düşünme" diye düşünür müsünüz? Sonra düşünmeden duramadığınızı düşünür müsünüz?

Bir soru sormak istediğinizde "niye", "niçin" ya da "neden" diye mi sorsam acaba diye dakikalarca düşünür müsünüz? Eğer karar veremediyseniz, soruyu sormaktan vazgeçer misiniz?

Bir "sitcom" seyrederken gülme efektinin olmadığı yerlerde gülmeye çalışır mısınız?

Her gün kullandığınız cisimleri televizyonda gördüğünüz kişilere benzetir misiniz? (Örn: Bir çay kaşığının sapını Trt’nin eski spor spikerlerine...) Bunu başka insanlara anlattığınızda şayet olaya anlam veremiyorlarsa ya da "ne alakası var!" diyorlarsa bu benzerliği nasıl olur da fark etmediklerine şaşırır mısınız?

Yürüyerek çok sıklıkla ve çok uzun zamandır geçtiğiniz bir yerde (örn: okul koridoru) basmadığınız bir nokta kalmış mıdır diye düşünür müsünüz? Basılmadık yer kalmasın diye her gün koridorun başka yerinden yürür müsünüz? Bunun sonucunda kendinizi koridorun köşesine basmaya çalışırken bulunca "n'apıyorum lan" diyip sonunda kafayı sıyırdığınıza kanaat getirir misiniz?


Çakmak çakarken ilkinde nasılsa yanmaz diye hemen ikinci kez çakar mısınız? Bunu yaparken ilkinde yandığını ve ikincide yanmadığını gördüğünüzde sinir olur musunuz?

Süpermarket ortamında, kadife pantolon ya da başka sebeplerden dolayı vücudunuzun elektriklenmesini ve alışveriş arabasına her değdiğinizde minik çapta çarpılmalar yaşamayı engellemek için "bitkiler" bölümüne gidip elinizi saksıların içindeki toprağa değdirerek topraklama yapar mısınız?

Kahvaltı için telefonla eve ekmek isteyip, tuvalete girmeniz gerektiğinde "şimdi kapı çalar" diye bekler misiniz? Geciken ekmeğe ve gereksiz bekleyişinize sinirlenip tuvalete yönelir, sonra bu kadar bekledim yazık olmasın bari diye kapıdan geri döner misiniz? Kapı çalınca saate bakıp, işe geç kaldığınızı anlayıp bakkal çırağına hiddetlenir misiniz? Kapıyı o hiddetle açıp, bir tek ekmek için çırağın sabahın köründe sizin yürümeye üşendiğiniz yolu yürüdüğünü düşünüp utanır, çırağı yüklü bir bahşişle gönderir misiniz?

Bir kapıyı açarken ilk denediğiniz anahtar kilide uyduğunda garip bir sevinç duyar mısınız? Ya da tam aksi olduğunda gereksiz yere mutsuz olur musunuz? Deneyeceğiniz son anahtarın da kilide uyup uymayacağından endişelenir misiniz?

Keşke şu bir üstteki ve baştan beşinci takıntı da diğer üçlünün ardından gelseydi de olayı bir "beşleme" yapıp kurtarsaydık diye düşünür müsünüz? Düşünemen!..

Minibüse binen ilk kişi iseniz sizden sonra binenlerin nerelere gideceğini olabildiğinizce aklınızda tutmaya çalışır mısınız? Yolculardan biri gideceği yerden daha önceki bir yeri söyleyip yolculuğun maliyetini düşürmeye çalıştığında ve söylediği yere gelindiğinde inmezse, aynadan şoföre meraklı gözlerle bakıp olayı anlayıp anlamadığına dair fikirler yürütür müsünüz?

Bulunduğunuz apartmanda çocuklu aileler varsa suçu onların üstüne atma şansınız bulunduğu için kapının arkasından otomatiğe asılır mısınız? Durmadan "bızzzııııııttt" diye öten otomatik diğer apartman sakinlerinin sinirini bozduğunu düşünerek pis pis güler misiniz? Sonunda dayanamayıp kapısını açıp bağırmaya başlayan apartman sakinlerinin sinirlerini ölçer misiniz? Hatta siz de kapıya çıkıp sağ sola bağırır mısınız? Bir yandan da otomatiğe basmaya devam eder misiniz? Eğer kapıya çıkmazsanız apartman sakinlerinin sizi yakalayıp linç edeceği hissine kapılır mısınız? Milletin bağırması durunca kısa bir süreli sessizlik yaratıp sadece bir an için "bızzt bıızzztttt" diye otomatiğe tekrar basar mısınız? Daha sonra apartmanda hasta ya da uyuyanlar olduğunu düşünüp üzülür müsünüz?

Karşıdan gelen kişi yanınızdan geçerken suratınıza esen rüzgarından kokusunu almaya çalışır mısınız? Eğer bakımsız birisiyse kokusunun pis olacağını düşünüp rüzgar gelirken nefesinizi tutar mısınız?

Icq ya da chat esnasında, sizin mesajınızla, yazıştığınız kişinin mesajı arasındaki zamana bakar mısınız? Bu zamana bakıp gelecekti mesajların da zamanını hesaplamaya çalışır mısınız? Eğer beklenilen zamandan geç geliyorsa yazışmaktan vaz geçer misiniz?

Odanızda bulunan dart tahtasının üzerindeki dartların yüksek rakamların üzerinde olmasına dikkat eder misiniz? Eğer 8'in altındalar iseler elinizle daha yüksek bir yere sabitleyip o şekilde bırakır mısınız?

Hiç yorum yok: